بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي يَنۡهَىٰ ٩

(9-10) Bir kulu, namaz kılarken, men edecek (adam) gördün mü sen?

– Hasan Basri Çantay

عَبۡدًا إِذَا صَلَّىٰٓ ١٠

(9-10) Bir kulu, namaz kılarken, men edecek (adam) gördün mü sen?

– Hasan Basri Çantay

أَرَءَيۡتَ إِن كَانَ عَلَى ٱلۡهُدَىٰٓ ١١

Gördün mü (şu cür'eti)? Ya o doğru yol üzerinde ise.

– Hasan Basri Çantay

أَوۡ أَمَرَ بِٱلتَّقۡوَىٰٓ ١٢

Yahud takvayı emretdiyse,

– Hasan Basri Çantay

أَرَءَيۡتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ ١٣

gördün mü? Ya (öbürü hakkı) yalan saydı, (îmandan) yüz çevirdi ise...

– Hasan Basri Çantay

أَلَمۡ يَعۡلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ ١٤

(O adam) Allahın muhakkak (herşey'i) görüb durduğunu hiç de bitmemiş mi

– Hasan Basri Çantay

كـَلَّا لَئِن لَّمۡ يَنتَهِ لَنَسۡفَعَۢا بِٱلنَّاصِيَةِ ١٥

(Böyle şeylerden) sakınsın o. Eğer (küfründen) vaz geçmezse, andolsun, onu aln (ının saç) ından tutub (cehenneme) sürükleriz,

– Hasan Basri Çantay

نَاصِيَةٖ كَٰذِبَةٍ خَاطِئَةٖ ١٦

(Ya'nî) yalancı, günahkâr aln (ının saç) ından.

– Hasan Basri Çantay

فَلۡيَدۡعُ نَادِيَهُۥ ١٧

O vakit (durmasın) meclisini da'vet etsin!

– Hasan Basri Çantay

سَنَدۡعُ ٱلزَّبَانِيَةَ ١٨

Biz (de) zebanileri çağırırız.

– Hasan Basri Çantay

كـَلَّا لَا تُطِعۡهُ وَٱسۡجُدۡۤ وَٱقۡتَرِب۩ ١٩

Sakın (Habîbim) ona boyun eğme. Secde et. Yaklaş.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu